31 Mart 2008 Pazartesi

Sinir Dokusu : Temel

Anatomik olarak ikiye ayrılırà 1. Merkezi sinir sistemi 2. Periferik sinir sistemi

Yapısal olarak iki hücre tipi vardırà 1. Nöronlar 2. Nöroglialar

Hücre zarı: nörolemma

Hücre sitoplazması: nöroplazma

Hücre iskeleti: Nörofibril, nörotübül, börofilaman

Dentritler üç bölümden oluşur

· Dentrit

· Perikaryon(gövde)

· Akson

Myelin Kılıf

· MSS’de oligodentrositler, S.S.’de Schwan hücreleri yapar

Nissl cisimcikleri: Perikaryonda ve dentritlerin geniş kısımlarında bulunur.

Uzantılarının Sayısına ve şekillerine göre nöronlar

· Multipolar: İkiden fazla uzantısı vardıràvücutta en fazla bulunan sinir hücresi tipi

· Bipolar: Bir akson bir dentriti vardıràretina, koku mukozası, koklea ve vesibuler gangliyonlarda bulunur

· Pseudounipolar: Tek bir uzantıya sahiptirler. Uzantı perikaryondan çıktıktan sonra T şeklini alır. İleti gövdeye uğramadan iletilirà spinal sinirlerin arka köklerinde, lokalize duyu organları olan spinal gangliyonlarda ve kranial gangliyonlarda bulunur.

İşlevsel rollerine göre nöronlar

· Motor(efferent) Nöron

· Duyu(afferent) Nöron

· İnternöronlar(ara nöronlar)

PERİKARYON

· İyi gelişmiş GER ve poliribozomlar bulunur.

· Ayrıca Nukleus etrafındaki sitoplâzmada iyi gelişmiş golgi ve mitokondriye de rastlanır.

DENTRİTLER

· Golgi kompleksi bulunmaz

AKSONLAR

· Perikaryomdan ayrıldıkları kısma akson hillock denir.

· Plazmasına Aksoplazma adı verilir.

· Membranına aksolemma denir.

· GER ve ribozom bulunmaz.

Sinaptik İletişim

· Akrosomatik: akson + hücre gövdesi

· Aksodentritik: akson + dentrit

· Aksoaksonik: akson + akson

Glia Hücreleri ve Nöron Aktivitesi

· Memeli beyninde, sayıları nöronlardan 10 kat fazladır.

· Nöron hücrelerinin gövdelerini, akson ve dentritlerini sararlar.

· Sinir dokusunun hücreler arası matriksi yoktur. Glialar gereken mikroçevreyi sağlarlar.

Şekil ve Fonksiyonlarına göre Glia Hücreleri

MSS’deki Glia Hücreleri

· Protoplazmik Astrositlerà gri cevherde, iki asrosit hücresi de kan damarlarıyla MSS arasında köprü oluşturur.

· Fibröz Astrositleràbeyaz cevherde

· Oligodendrositler (oligodendroglia)à gri ve beyaz cevherde,SSS’de myelin kılıf yaparlar.

· Ependim hücreleriàbeyin ventrikülleri ve omuriliğin santral kanalının çevresini örter, “beyin omurilik sıvısı” yapısına katılır.

· Mikroglia hücreleri (mikrosit)à gri ve beyaz cevherde, kemik iliğinden gelişir. MSS’nin makrofajlarıdırlar.

Periferik Sinir Sistemindeki Sinir Hücreleri

· Schwann Hücrelerià PSS’de myelini yaparlar. Akson çevresinde birçok kez dolanmalarıyla myelin kılıf meydana gelir

· Satellit (manto) Hücreleri

Periferik Sinirlerin Bağ Dokusu Kılıflar

· Epinöriyum: Sinir demetlerini saran en dış katmandır. Sıkı, düzensiz, kollojenöz bağ dokusundan meydana gelmiştir.

· Perinöriyum: Her bir sinir demetini saran, üçlü kılıf yapısının orta katmanıdır. Sıkı bağ dokusundan meydana gelmiştir, ancak epinöriyumdan daha incedir.

· Endonöriyum: Her bir aksonu saran üçlü kılıf yapısının en iç katmanıdır.

Kıkırdak ve Kemik Dokusu : Temel

Kıkırdak Dokusunun Görevleri

· Bağ dokusunun özelleşmiş şeklidir. Bu nedenle bağ dokusu gibi destekleyici görevi vardır.

· Mekanik zorlamalara ve basınca karşı doku ve organları korur.

· Yumuşak doku ve organların yapısına girerek onlara sertlik ve dayanıklılık kazandırır.

· Eklem yüzeylerinde darbe emici görevi görerek ve kayganlık sağlayarak kemik hareketlerini kolaylaştırır

· Doğum öncesi ve sonrasında uzun kemiklerin gelişimi ve büyümesi için gereklidir.

1. Hyalin Kıkırdak 2. Elsatik Kıkırdak 3. Fibröz Kıkırdak

1. Hyalin Kıkırdak

· En çok bulunan tiptir.

· Embriyonel dönemde ve sonrasında kemik gelişmesini sağlayacak dokudur.

· Bulunduğu Yerler: Hareketli eklem yüzeylerinde, büyük solunum yollarlı duvarlarında (burun, larynx, Trachea,bronşlar) kaburgaların iç kısımlarında, kemiklerin epifiz plaklarında bulunurlar

Lif Tipi

· Tip II kollogen, oldukça incedir.

· Dallanma olmaz, iplikçikler şeklindedir.

· Matriks mikromolekülleri ile aynı kırılma indisine sahip oldukları için ışık mikroskobunda görülmezler.

· Her yönde seyrederek sıkı bir keçe örgüsü yaparlar.

Kondronektin: Kondrositlerin matriks kollogenine bağlanmasını sağlayan proteindir

Teritorial matriks: Kondrositlerin kollogenden fakir olan matrikse gömüldüğü kısımdır (lokun veya kondroplast)

Perikondriyum: Eklem kıkırdakları ve intervertebral disklerdeki kıkırdaklar dışında kıkırdaklarda kıkırdak büyümesi ve devamlılığı için şart olan sıkı bağ dokusundan yapılmış olan kıkırdak zardır. * tip I kollogen lifler, fibroblastlar ve kondroblastlar bulunur.

Histofizyolojià

Kıkırdak ve matriks şekillenmesini uyaran hormonlar

· Tiroksin, Testesteron, Somatotropin

Kıkırdak ve matriks şekillenmesini inhibe eden hormonlar

· Kortizon, Hidrokortizon, Östrodiyol

Büyüme

1) İnterstisyel Büyüme: Mevcut kondrositlerin mitotik bölünmeleri ile olur.

2) Apozisyonel Büyüme: Perikondriyumdaki hücrelerin farklılaşması ile olur.

2. Elastik Kıkırdak

· Bulunduğu Yerler: Kulak kepçesi, burun kanatları, epiglottis, larenks kıkırdaklarının iç kısmı

Lif Tipi

· Hyalin kıkırdağa benzer.

· Tip II kollogen ve elastik lifler bulunur. Elastik lifler dallanarak anostomozlar yaparlar.

· İzogen (kondron) gruplar ender olarak 2’li veya 3’lü olarak görülebilirler.

3. Fibröz Kıkırdak

· Bulunduğu yerler: Intervertebral diskler, simfisis pubis’teki kıkırdaklar

Lif Tipi

· Tip I kollogen lifler, demetler yapar ve hücre grupları arasında her yöne dağılırlar.

· Kıkırdağa etki eden kuvvetlerin yönüne bağlı olarak yerleşim gösterirler.

· Perikondriyum bulunmaz, beslenmeleri sinoviyal sıvıdan difüzyonla gerçekleştirilir.

· Tek sıra dizilmiş hücrelerden oluşan izogen gruplar oluştururlar.

Kemik Dokusu

Genel olarak üç gruba ayırabiliriz

· Matriks:

o Organik Kısım: Proteoglikan, glikoprotein, glikozaminoglikan, hyaluronik asid, kollogen

o İnorganik Kısım: Kalsiyum fosfat (%85), kalsiyum karbonat (%10), Hidroksiapatit kristalleri

· Lifler: Tip I kollogen lifler

· Hücreler: Osteoprogenitör hücreler, osteoblastlar, osteositler, osteoklastlar

Görevleri

· Yumuşak doku ve organların yapısına girerek onlara sertlik ve dayanıklılık kazandırır.

· Canlı organizmanın iskelet sistemini oluşturur, 3 boyutlu görünümünü sağlar.

· M.S.S. , akciğer, kalp ve kemik iliğini dış etkenlere karşı korur.

· Kan, kalsiyum ve diğer inorganik iyonların seviyelerinin düzenlenmesi hormonal mekanizmalar aracılığıyla kemiğin yardımıyla gerçekleştirilir.

o Pratiroid: Kemikten kana kalsiyum geçişi Kalsitonin: Kandan kemiğe kalsiyum geçişi

· İskelet kaslarının hareket fonksiyonlarını yerine getirmesinde temel teşkil eder.

· Osteonektin: Osteositlerin matriks bölgesine bağlanmasını sağlayan protein.

İki tip kemik vardırà

Primer Kemik: Olgunlaşmamış kemik, intrauterin hayatta şekillenir. Kollogen iplikler gelişigüzel seyrederek ağlar oluşturur, matriks yeterince kireçlenmemiştir

Sekonder Kemik: Olgunlaşmış kemik, lamelli bir yapı bulunur. Kollogen iplikler bu yapı içinde özel bir biçimde yerleşirler. Bir lamelde bulunan kollogen iplikler, komşu lameldekiler ile çapraz yönde ve spiraller yaparak seyrederler.

Periosteum: İki Tabakadan oluşur, dış tabaka tip I kollogen lifler (sharpey lifleri) ve fibroblastlardan oluşur. Dış tabaka hücrelerce daha zengin olan tabakadır. Yassı Osteoprogenitör hücreler bu tabakada yerleşmiştir.

Endosteum: Kemiğin içindeki tüm boşlukları kapatır. Tek katlıdır, yassı Osteoprogenitör hücreler ile az miktarda bağ dokusundan oluşur.

Zarların Görevleri: Kemik dokusunun beslenebilmesi, büyüyebilmesi ve onarımı için gerekli olan yeni osteoblastları aralıksız olarak sağlarlar. Bu nedenle kemik cerrahisinde bu zarların korunmasına çok dikkat edilir.

Kompakt Kemik

· Boşluksuz yoğun kemik yapısıdır

· Havers ve volkman kanalları ve onların da içlerinden kan damarları geçer.

· * Periosteum, *dış dairesel lameller(sirkumferensiyal), *ara lameller, *spesiyal lameller(osteon), *iç dairesel lameller ve *endosteum

Spongioz(süngerimsi) Kemik

· Aralarında boşluk olan ancak birbirleriyle bağı olan alanlara denir.

· Kemik trabeküllerinden oluşurlar.

· Trabeküllerin arasındaki düzensiz boşluklarda kemik iliği bulunur.

· Trabeküller içindeki lameller paralel seyirlidir

EPİFİZ

· Uzun kemiklerin şişkin uç kısımlarına denir.

· İnce bir kompakt kemik tabakasıyla kaplanmış Spongioz kemikten oluşurlar.

DİYAFİZ

· Uzun kemiklere uzunluğunu veren kısımlara verilen addır.

· Diyafizin hemen hepsi kompakt kemikten oluşur, kemik iliğine bakan yüzlerde az miktarda spongioz kemik bulunmaktadır.

Osteogenezà

· Intramembranöz Kemikleşme: Mezenkim hücrelerinden direk kemik oluşumu, yassı kemiklerde görülür

· Endokondrial Kemikleşme: Kıkırdak dokusundan kemik oluşumu

Kemik Hücreleri

Osteoprogenitör Hücreler

· Mezenkim hücrelerinden farklılaşırlar.

· Fibroblastlara benzerler.

· Sürekli mitoz bölünerek kısmen aynı kalırlar. Diğer kısım osteoblastları oluşturur.

· Bulunduğu Yerler: Periosteum ve endosteum’un yapısında, havers ve volkman kanallarından geçen damarların bağ dokusu içinde

· Görevleri: Kemik yapımı ve gelişimi sırasında aktif hale geçerek osteoblastları oluşturmak

Osteoblastlar

· Kemik yapan hücrelerdir.

· Kemik trabekülleri ve kemik lamellerinin gelişimi sırasında, bu yapıların yüzeylerinde tek sıra halinde dizilirler.

· Aktivite durumlarına göre prizmatik, kübik veya yassıya yakın olabilirler.

· GER ve golgi aygıtları çok iyi gelişmiştir.

· Kireçlenmeye başlayan matriks içinde yerleşerek aktivitelerinin azalması sonucu osteosit’lere döünüşürler.

· Görevleri: Kemik matriksini oluşturan makromolekülleri ve kollogen lifleri salgılamak.

Osteositler

· Metabolik aktiviteleri azalmış olan osteoblastlardır.

· Oldukça uzun stoplazmik uzantıları vardır.

· Lokullar içinde yassı, oval şekle dönüşürler.

· GER ve golgi azdır.

· Görevi: Kemik matriksinin devamlılığından sorumlu hücrelerdir.

Osteoklastlar

· Hücre dışı sindirim yapan tek insan hücresidir.

· Kemik yıkımından sorumlulardır.

· Monositlerin bir araya gelmesiyle oluşurlar.

· Çok sayıda lizozom içerirler

· Golgi aygıtı iyi gelişmiştir.

· Asit fosfataz, kollegenaz, proteaz enzimleri bulunur.

· Çok sayıda nükleusları vardır.

Patolojiler

· Büyüme hormonu eksikliğinde; hipofizer cücelik

· Fazlalığında; Gigantizm (aşırı büyüme)

· Yetişkinlerde fazlalığında; Epifiz plağı kapalıdır, azlığı veya çokluğu büyümeyi etkilemez. Ama, periostal büyüme uyarıldığı için şekilsiz kalınlaşmalar görülürà Akromegali

Kas Dokusu : Temel

Kas dokusu, kasılabilir proteinler içeren farklılaşmış hücrelerden oluşmuşturà

· Miyofibril

· Miyofilaman

· Kasılma proteinleri

· Sarkoplazma

· Sarkoplazmik retikulum

· Sarkolemma

· Nukleus

İskelet Kası

· Vücudun %40ı

· Nukleuslar çok sayıda, oval ve Sarkolemma altında periferal yerleşim gösterirler

· Somatik sinir sistemi tarafından kontrol edilir.

· Kas lifleri arasında anatomik ve fonksiyonel bağlantı yok

· Tendonlar arasına yerleşmiş kas lifleri

· GER ve ribozom azdır.

· Hipertrofi: Hücre hacminin artışı

· Epimisyum: Kas lifi kütlesini bütünüyle dıştan saran sıkı bağ dokusu kılıfı

· Perimisyum: Epimisyumdan içeriye doğru uzanarak kas kütlesindeki demetlerin etrafını saran bağ dokusu

· Endomisyum: Perimisyumdan ayrılan her bir kas lifinin (hücresinin) etrafındaki bazal lamina ve retiküler liflerden oluşmuş ince bağ dokusu tabakası

* Kan damarları bağ dokusu septalarının içine girer ve kas liflerine paralel uzanır

· Miyofibriller birbirini izleyen sarkomer dizilerinden oluşur. Bu yapıyı ise miyoflamanlar meydana getirir.

· Miyoflamanlar: Aktin, myozin, tropomiyozin, troponin

İskelet kasında transvers tubul sistemi

· Sarkolemmanın hücre içine doğru, A ve I bandları arasında yapmış olduğu parmaksı girintiler kompleks bir tubul ağı meydana getirir.

İNNERVASYON

· Aksolemma ile Sarkolemma arasında sinaps benzeri bağlantılar oluşmuştur. Buna motor son plak adı verilir.

· Aksolemma sinaptik vezikül olarak bolca asetil kolin bulunur. Sarkolemma yüzeyinde de asetil kolin reseptörleri vardır

· Motor Ünite: Bir sinir telinin birden fazla kas telini uyarması

· İnnervasyon: Sinirlenme

· Denervasyon: Sinirlenmenin kesilmesi

· Paralizi: Felç

· Atrofi: İnnervasyon yokluğunda kas küçülmesi

Kalp Kası

· Hücreler, hücre boyuna paralel dallanma gösterirler. Bazen çift olmakla birlikte çoğu zaman tek nukleusları vardır.

· Hücrelerarası bağlantı kompleksleri, discus intercalaris(parlak çizgiler şeklinde)

· T-tubul ve sarkoplazmik retikulum düzenli dizilmemiştir.

· Triad değil Diad’lar bulunur!!!!

· Yaşlı kalp dokusunda gerçek bir yenilenme yoktur, kas hücreleri yerine myokardiyal skar(bağ dokusu) meydana gelir.

· Discus intercalaris: Komşu kalp kası hücreleri arasındaki basamaklı kompleks bağlantılardır.

Diskin Yatay(transvers) bölümündeà

1. Fascia (zonula) adherentes: Komşu kas hücrelerinde miyofibrillerin olduğu yerde Aktin filamentleri kanca şeklinde sarkolemmaya tutunur

2. Macula adherens (desmozom): Komşu kas hücrelerinde miyofibrillerin olmadığı yerde kasılmada hücrelerin birbirinden uzaklaşmamalarını sağlar.

Diskin Boyuna Bölümündeà

Gap junction: Komşu hücrelerde iyonik bağlantı, kasılma sinyalinin yayılmasını sağlayan bir sinsisyum(ağ) gibi davranır.

Düz Kas

· Nukleus tek, iğsi ve merkezi yerleşimli.

· Kasıldığında hücre kenarları ve Nukleus kıvrılır.

· Mitokondri, serbest ribozom, GER ve golgi kompleksi Nukleus etrafında.

· Hücreler kollogen, elastin, proteoglikan sentezleyebilir.

· T-tubul bulunmaz, SR çok az bulunur.

· Düz kas hücreleri bazal lamina ve retiküler fibril ağı ile çevrelenmiştir.

· Miyofibrillerinde çizgilenme yok, myofilamanlarda oblik çaprazlanmalar görülür.

· ***Intermediet filamentlerden Desmin tüm kas hücrelerinde, vimentin damar düz kas hücrelerinde bulunur***

· Bol gap junction bulunur.

Bir kasta oluşacak total gerilimi tayin eden faktörler

· Kasılan kas lifi sayısı

· Kasılan her kas lifinde oluşan gerilim

· Aksiyon potansiyellerinin frekansı

· Kas lifi uzunluğundaki değişiklikler

· Aktivite Süresiàyorgunluk

· Kas lifi tipi

Kan Dokusu : Temel

· Kan plazması, lazma proteinleri denilen üç tip protein içerir;

· Albuminler

· Globulinler

· Fibrinojen

· Kan hücreleri, kanın şekilli elemanlarını oluştururlar

· Eritrositler

· Lökositler

· Trombositler

· Kan hücreleri kemik iliğinden gelişirler, kanın gelişmesine hemonoezis denir.

Kanın Fonksiyonları

· Oksijen, karbondioksit ve elektrolitleri taşımak

· GIS’ten emilen besinleri taşımak

· Atıkları boşaltım sistemine taşımak

· Hormon ve sinyal peptidlerini hedef organlara taşımak

· Lökositlerin bağ dokusuna göç edip işlev görmesi için transferini sağlamak

· Vücut ısısını regüle etmek

· Asit/baz ve vücut sıvılarının ozmotik dengesini sağlamak

Eritrositler: Alyuvarlar. Çapı 9 um olan eritrositlere makrosit, çapı 6um’den küçük olanlara mikrosit adı verilir

Lökositler: Vücutta enfeksiyonlara karşı temel koruma görevini gerçekleştirirler. Gerektiğinde damar dışına çıkabilirler

1. Granülositler: sitoplazmalarında spesifik sekret granülleri(lizozomlar) bulundururlar. Nükleusları polimorf şeklindedir.

A. Nötrofilà mikrofaj

B. Eozinofilàparazitik

C. Bazofilà mast hücrelerinin öncüleri

2. Agranülositler

A. Lenfositler

B. Monositleràantijenlerin tanınmasında lenfositlerle etkileşirler.

Trombositler: Endotel hasarı sonucu hasarlı bölge üzerinde birikerek tıkaç oluştururlar.